16 Haziran 2010 Çarşamba

Yasin Suresi Dinle. Yasin Suresi Meali ile Dinle. Yasin Suresini Kabe İmamlarından Altyazılı Türkçe Anlamı (Meali) ile Dinleyin İzleyin (Video)

Yasin Suresi Dinle. Yasin Suresi Meali ile Dinle. Yasin Suresini Kabe İmamlarından Altyazılı Türkçe Anlamı (Meali) ile Dinleyin İzleyin (Video)

Videoyu tıklayın izleyin!
Devamını Oku

Footbo nedir? footbo sitesi - footbo ne demek

Footbo`da herşey var. Biz size olmayanları da getiriyoruz.

Haberleri seviyor musunuz? Tahminleri seviyor musunuz? Başkalarıyla iletişimde olmayı seviyor musunuz? Futbolu seviyor musunuz?

Footbo futbol dünyasındaki en yeni haberlere ve bilgilere tam da istediğiniz gibi ulaşmanızı sağlıyor, üstelik birkaç kolay adımla.
Footbo'da profilinizi oluşturmak bedava, favori takım ve oyuncularınızla ilgili hiçbir gelişmeyi kaçırmamanızı garantiler.
Önizlemeye bir göz atın ve sadece birkaç tıklamayla Footbo'yu tanıyın…
Devamını Oku

Futbo.com nedir futbo

Futbo.com nedir futbo

Aradığınız Futbo değil

http://tr.footbo.com/

Cahil !
Devamını Oku

13 Haziran 2010 Pazar

Vuvuzela Nedir - Vuvuzela

Vuvuzela Nedir - Vuvuzela Vuvuzela Nedir - Vuvuzela Vuvuzela Nedir - Vuvuzela Vuvuzela Nedir - Vuvuzela


Vuvuzele Afrika’da yerel bir çalgı olarak bilinirVuvuzela antilop veya gergedan boynuzu ya da fil dişinden yapılıyor2010 Afrika Dünya Kupasında da yerini alacak1990’lı yıllarda popüler olmaya başlayan bu ince borunun, 2001 yılında Afrikalı bir şirket tarafından plastik olarak üretimine başlanması, Afrika’da herkesin birer Vuvuzela sahibi olmasını sağladı Türk Lirası’nı baz alırsak, 9-10 TL’ye satın alınabilen Vuvuzela, bu sene Afrikalılar’ın dışındaki tüm futbolcuları adeta çıldırtacağa benziyor Hınca hınç dolu bir statta 80 bin kişinin aynı anda, ‘sinek vızıltısı’na benzeyen bir sese sahip Vuvuzela’yı üflediğini bir düşünsenize…

Güney Afrikalılar’ın anlattıklarına göre ‘Kudu’ denen bir Antilop çeşidinin boynuzundan yapılan Vuvuzela, yüzyıllardır Afrika kabilelerinin birbiriyle haberleşmesinde kullanılıyormuş

15 ile 60 cm arası uzunluğunda, aşağı-yukarı 120 gram ağırlığında olan Vuvuzela’nın sesi, yaklaşık 120 desibele kadar ulaşabiliyor Adını Zulu dilinde ‘Gürültü’ anlamına gelen ‘Vuvu’ kelimesinden alması da her şeyi anlatıyor bir bakıma

Çok sayıda basın mensubu ve sporcunun karşı çıktığı bu yerel çalgı, Afrikalılar’ın tüm karakteristik özelliklerini bu turnuvada yaşatmak istemelerinden dolayı FIFA tarafından kabul gördü FIFA Başkanı Sepp Blatter’ın tüm şikayetlere rağmen söylediği, “Afrika’daki Dünya Kupasını Avrupalılaştırmaya çalışmamalıyız Yerel bir çalgıyı nasıl yasaklayabiliriz ki?” sözü ile de Vuvuzela’nın 2010 Dünya Kupası’nda yerini alacağı sinyali verilmişti

Afrikalılar’ın futbol maçlarında ellerinden düşürmedikleri Vuvuzela’nın, 2010 Dünya Kupası için kabul görmesinin ardından, binlerce Afrikalı yanlarına bu müzik aletini de alarak sokaklarda kutlama yapmışlardı Ne diyelim, her yönüyle ilginç bir kupa bizleri bekliyor Tek temennimiz, Vuvuzela’nın oynanacak olan futbolun önüne geçmemesi
Devamını Oku

12 Haziran 2010 Cumartesi

Haç Kuraları Sonuçları Listesi Öğren 2010

Haç Kuraları Sonuçları Listesi Öğren 2010


2010 Yılı Mayıs ayında sonuçlanacak olan Hac Kuraları internete verilmedi. Verildikten sonra Tc Kimlik no ile sorgulayabildiğimiz Hac Kuraları için
adresini ziyaret etmeniz yeterlidir.

http://hac.diyanet.gov.tr/hac/sorgular/onkayit_sorgu.aspx


Tc Kimlik No’nuzu Yazarak bilgilere ulaşabilirsiniz.

2010 Hac Kura sonuçları herkese hayırlı olsun.
Devamını Oku

ÖREN YERİ-ÖREN YERLERİ NEDİR NASIL OLUŞMUŞTUR


İklim koşulları, erozyon, çürüme, yıkılma bitki ve yavanlar tarafından kaplanma, insan elinden çıkmış mimarlık yapılarının yeniden toprak olmasına neden olan başlıca etkenlerdir. Nitekim arkeolojik alanlar da bu nedenlerle bir moloz yığını haline bırakılan bir bahçenin, bakımsızlıktan adım atmayacak derecede bitkilerle kaplandığını yada sahipsiz kalmış bir evin çok geçmeden adeta bir harabe yığını haline gelişine çoğumuz tanık olmuşuzdur. Yani kısaca, malzemesi ne olursa olsun, bakımsız kalan yapılar kısa zamanda yıkılmaya ve giderek bitki örtüsüyle kaplanıp tümüyle kaybolmaya mahkumlardırlar.


Eski çağlarda bu süreç, kullanılan dayanaksız inşaat malzemeleriyle uyumlu olarak, kuşkusuz ki, daha da hızlı bir biçimde işlenmiş olmalıydı.

Herkesin yakın çevresinde bu türde gelişmeler olmakla birlikte, arkeolojiyle uğraşmayan kişiler genellikle, farklı toprak tabakalarının evlerin ya da kentlerin üzerine zamanla nasıl örttüğünü anlamakta güçlük çekmektedirler. Bu yüzden de arkeologlara sorulan en başta geleni, toprak altında bir kent olduğunu nasıl anladıkları ve kazdıkları yerin altından duvarlar çıkacağını, nasıl önceden bilebildikleridir. Oysa bunu başarmak, kısa bir deneyim geçirmiş gen. Bir arkeolog için bile zor değildir. Arkeologun kaygısı kentin nasıl bulunacağı değil, yöredeki pek çok kalıntıdan hangisine kazı yapması gerektiği ve bu kazının yöntemidir.

Günümüz Anadolu köylerinde de olduğu gibi, eski zamanlarda evler genellikle kerpiç dene güneşte kurutulmuş, içine çeşitli katkı maddelerin ilave edildiği çamur bloklardan yapılmakta, bu hammaddeden aynı zamanda damların örtülmesin de yararlanılmaktaydı. Ayrıca kerpiç duvarları doğanın olumsuz etkilerinden korumak için, üzerlerinin sıvanması gerekmekteydi. Bu türde malzemelerse oldukça dayanıksızdı ve sık sık yenilenmelerine gereksinim duyuluyordu. İşte bu onarımlar sırasında sökülen eski dam örtüsü ile dökülen çamur sıvalar sokaklara seriliyor ayrıca çöpler de yerlere saçılıyordu. Uzun ömürlü olmayan kerpiç duvarlar belli bir süre sonra çökmeye mahkumdur. Çöken bir evin üzerineyse onun pek çok eski malzemesinden de yaralanılarak bir yenisi inşa olunurdu. Böylelikle bu yeni ev tabandan biraz yükselmiş olurdu.



Olduk.a yavaş gelişen bu yükselme hareketine kimi zaman umulmadık olaylar da yardımda bulanabiliyordu. Örneğin büyük bir yangın iskan yerinin tümünü birkaç saat içinde yerle bir edebiliyor ya da bir düşman ordusu tarafından taş taş üzerinde kalmayacak şekilde yıkıma uğratılabiliyordu. Böyle ani felaketlerden hemen ya da kısa bir süre geçtikten sonra, canını kurtarabilen halk evlerini yeniden bu yıkıntılar üzerine inşa edebilirdi. Yani bir yerleşme yeri insanoğlunun yaşamı sürdükçe yükselme süreklidir ve hiçbir zaman son bulmaz. Nitekim günümüzde de köy, kasaba ve kent yeniden yapım faaliyetine sahne olarak gelişmektedirler.

Sürekli oturulan yerleşme yerlerinden karşılaşan yükselmeler çoğu kere insan eliyle olduğu gibi, bazen de doğanın etkisiyle meydana gelebilirler sözgelimi bir ırmağın taşmasıyla oluşturduğu bir sel felaketinin ilişkin mil tabakaları ören yerinin ya da bir çok ören yerini öretebilir. Erozyon tabakalanmaya neden olan etkilerden bir diğeridir.

Bu konuda en kolay anlaşılabilir bir örnek olarak İstanbul Sultanahmet Meydanı verilebilir. Bilindiği üzere bu meydan Romalılar döneminde hipodrom olarak kullanılmaktaydı ve dikilitaş ve burmalı sütun gibi çeşitli anıtlarla süslüydü. Oysa günümüzde bu anıtların oturduğu eski taban bugünkü meydan düzeyinin birkaç metre altında kalmıştır. Buradan modern İstanbul&un etkisinin üzerine kurulduğu açıkça anlaşılabilir. İstanbul&da görülen bu olay tüm öteki eski çağ kentler içinde söz konusudur.

Burada akla, insanların yerleşmeleri için niçin hep aynı anları tercih ettikleri sorusu gelebilir. İster birkaç hanelik küçük bir köy, isterse de büyücek bir kasaba olsun, bir yerleşme yerinin öncekiyle aynı alanda kurulmasının ana nedenleri çoğunlukla su kaynakları, stratejik konum, iklim v.b. doğal nedenlerdir. Bunlar çoğu kez baştan sona değin değişmeden sürüp giden, olmazsa olmaz denecek türde özelikleridir. Nitekim bunlardan birinde meydana gelecek her hangi bir değişikliğin, yerleşme yerindeki insanları derinden etkilediği ve hatta iskan alanın boşatılmasına değin uzanan sonuçlara yol açtığı bilinir. Sözgelimi önceleri deniz ulaşımı için elverişli bir körfezin kenarında kurulmuş bulunan Efes ve Milet gibi büyük kentlerin, M.S. VII. Yüzyılda doğru limanlarının Küçük Menderes ve Büyük Menderes ırmaklarının getirdikleri alüvyonlarla dolup kullanılmaz hale gelmesi sonucu ıssızlaştıkları bilinmektedir.

Bir yerleşim alanın ısrarla kullanımdaki etkenlerden bir başkası da inşaat malzemesinin yarattığı ilgidir. Kereste ya da taş gibi inşa malzemelerini uzak yerlerden bin zahmetle taşımak yerine var olan eskileri değerlendirmek çok daha pratiktir.

Günümüzde harabe ya da ören yeri denen tarihi alanlar kabaca bu şekilde toprak altında kalmış ve yükseklikleri de zaman içinde giderek artmıştır. Bu yükselme aşamalarının ayrıntıları ise ancak düzenli kazılar sayesinde öğrenilebilir



Orjinal Yazı: http://dakika60.com/oren-yeri-oren-yerleri-nedir-nasil-olusmustur.html#ixzz0qgcovpyC
güncel haber
Devamını Oku

Logo tasarımında dikkat edilmesi gereken 8 önemli nokta...

Logo tasarımında dikkat edilmesi gereken 8 önemli nokta...

1. Sadelik
Bütün başarılı logoların en önemli ortak özellikleri sadelikleri. İnsanları sade ve basit tasarımlar çeker çünkü verilmek isteneni kolayca anlayıp anımsayabilirler. Karmaşık ve kalabalık tasarımlar örneğin içinde ayrıntılı resimler barındıran logolar insanların dikkatini dağıtır.

2. Oranlar
İdeal logonun genişliği yüksekliğinden fazla olmamalıdır. Unutulmaması gereken nokta logonun her yerde kullanılabileceği, kartvizit, afiş vs. Dolayısıyla büyültülüp küçültüldüğünde ve genişletilip daraltıldığında bozulmaması gerekir.

3. Az renk
En iyi bilinen logoların %80'ninin sadece bir veya iki renk kullanması bir tesadüf değildir. Çok az iyi logo üç renkten fazla renk kullanır. Bunun nedeni renkler artınca logonun bir bulamaca dönüşmesidir. Bir ila üç renk barındıran basit bir renk paleti (siyah barındırabilir) her şeyi basit tutar ve seçilen renklerle bir düşünce veya his ifade edilebilir.

4. Kolay bulunan yazı stilleri
İlginç yazı tipleri kullanarak logo tasarlamak logoları şaşalı gösterebilir ancak logoları kimse okuyamazsa bir yararı olmaz. En iyi seçenek özgün ve kolay okunabilir bir yazı tipi seçmektir. Başarılı logoların 2/3'ü Arial, Veranda, Times New Roman gibi fontlar kullanılarak tasarlanmıştır.

5. Pratik, Kullanılabilir ve Uydurulabilir
Bunun anlamı logonun her tür ortamda uygun fiyatla kullanılabilmesidir. Logoda çok fazla renk olmaması ile baskı maliyetlerini düşürebilirsiniz. Arka planlı olmamalı, çünkü kullanması zor olabilir. Yapılırken kolayca siyah beyaz yapılacak şekilde tasarlanmalıdır. Kullanacağınız renkle baskıda ve elektronik ortamda aynı gözükmeli.

6. Özgünlük
Bir logonun asıl amacı temsil ettiği şeyi açıkça belli etmeli. Rakiplerinden ayırt etmeli. Bu yüzden logo özgün olmalı ve türünün tek örneği olmalı.

7. Endüstriye uygun olmalı
Aynı endüstrideki firmaların logolarında bazı özelliklerin ortak olduğu gözlenebilir. Bu logonuzun özgünlüğünü kaybetmesi anlamına gelmez. Renkler bir endüstriyi temsil edebilir. Örneğin Microsoft, IBM, HP gibi firmaların renklerinin mavi olması teknoloji endüstrisinin mavi ile temsil ettiği anlamına gelir.

8. Firmanın kişiliğini yansıtmalı
Son olarak logo bir firmanın kimliğini yansıtmalı. Kim oldukları, ne yaptıkları, nasıl çalıştıkları gibi sorulara yanıt verebilmeli.
Devamını Oku

Marka bulmanın püf noktaları...

Güçlü bir markanın işletmeler açısından yüksek pazar payı, yüksek satış ve kâr anlamına geldiğini artık bilmeyen yok gibi. Buna markanın devredilebilir (satılabilir), lisans verilebilir, miras yolu ile intikal edilebilir, rehin ve teminat olarak gösterilebilir olma özelliklerini de eklediğimizde marka yaratmanın ve markalaşmanın önemi daha da iyi anlaşılıyor. Bununla birlikte piyasaya sürülecek yeni bir ürün ya da hizmet için seçilmiş doğru bir marka adının, tüketicinin satın alma tercihini etkileyen önemli bir unsur olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü günümüzde artık rekabet, ürünlerden çok markalar arasında yaşanıyor.

Peki, hem tüketicinin gönlünü fethedebilecek hem de tescil edilebilecek marka yaratmanın püf noktaları neler? Marka; bir işletmenin mal veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan her türlü isim, işaret ya da sembol olduğuna göre, bulunacak ismin/logonun da her şeyden önce ayırt edici olması; cins çeşit, vasıf belirtmemesi gerekiyor. Kendi ürün ya da hizmet gruplarını tanımladıkları için tüketiciler tarafından kolay algılanır ve benimsenir düşüncesiyle çoğu zaman tercih edilme eğiliminde olan bu isimler aslında bir marka kişiliği yaratmada ve farklılaştırmada ciddi sorunlar yaratıyor. Ünlü ‘Çarşı Mağazaları’nın adını, bu özelliğinden dolayı ‘Boyner’ olarak değiştirmesi bunun en güzel örneği. Ayrıca bulunan ismin İngilizce veya başka bir dildeki karşılığının da cins, çeşit, vasıf ya da kalite bildirmemesi, o markanın yurt dışında da tescil edilebilmesi için son derece önemli. Yine bir örnekle açıklayacak olursak 'Koton' ülkemizde iyi bilinen bir tekstil markası. Ancak anlamının İngilizcede 'pamuk' olması yurtdışında tescilini neredeyse imkânsız kılıyor.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise seçilen ismin bir başka markayı çağrıştırmaması. Çünkü tescilli bir markayla aynı ve ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar daha başvuru aşamasında Türk Patent Enstitüsü tarafından reddediliyor.

Dünyanın önde gelen pazarlama gurularından Steve Rinkin ise markanın başka bir dilde uygunsuz anlam içermemesine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Örneğin Chevrolet, Latin Amerika pazarına “Chevy Nova” isimli ürünü sunduğunda şaşırtıcı bir şekilde talep görmemiş. Şirket “No Va”nın ‘işlemez, çalışmaz’ anlamına geldiğini fark ettiğinde ise artık çok geç kalınmış. Başka ülkelere açılacak, dünya markası olma iddiasıyla piyasaya sürülen markaların kolay telaffuz edilebilir, kısa ve özgün olması ise firmaların aynı markayla yurtdışına açılmalarını çok daha kolaylaştırıyor. Arçelik’in yurtdışına 'Arçelik' olarak değil de ‘Beko’ markasıyla açılmasının en önemli sebebi de telaffuzundaki bu zorluk.

Tüketicisinin sempatisini, sevgisini kazanan bir marka olmanın bir başka püf noktası ise harf seçiminde gizlidir. Capital Dergisi'nin yayımladığı habere göre, yapılan araştırmalar Türkiye’de marka isimlerinin çoğunun S-Ş,T ve A harfleriyle başladığını; A’nın marka ismine yabancı, egzotik ve feminen bir hava verirken; O harfinin ise İtalyanca ve İspanyolca gibi romantik dillerden olan kelimelerin sonuna eklenmesi (amigo); rahatlama (Oh!) ve şaşırma (Oooo!) tepkilerinde kullanılması sebebiyle en romantik harf olduğunu gösteriyor. Polo, Omo, Volvo gibi markaların çekiciliği 'o' harfinin bu özelliğinden kaynaklanıyor olsa gerek.

Sonuç olarak, ABD’deki gibi yeni bir ürüne marka bulmak için geliştirilmiş yazılımlarımız yok belki ama siz, tüm bu kriterleri gözönünde bulundurarak, reklâm ajansınızın ve vekilinizin (çalıştığınız marka patent bürosunun) önerileri doğrultusunda başarılı markalar yaratabilir; hatta bir yarışma düzenleyerek bu konuda çalışanlarınızdan, tedarikçilerinizden ya da müşterilerinizden yardım alabilirsiniz.
Devamını Oku

2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri

2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 CELP DÖNEMLERİ 2012 ASKERE GİDECEKLER 2012 CELP DÖNEMLERİ 92 DOĞUMLULARIN ASKERE GİTME ZAMANI 2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 Celp Dönemleri ve Askerlik İşlemleri 2012 CELP DÖNEMLERİ 2012
ASKERE GİDECEKLER 2012 CELP DÖNEMLERİ 92 DOĞUMLULARIN ASKERE GİTME ZAMANI


2012 celp dönemlerini buradan takip edebilirsiniz
Devamını Oku

Etiket Tasarımı - Etiket tasarımları örnekler

Etiket Tasarımı - Etiket tasarımları örnekler Etiket Tasarımı - Etiket tasarımları örnekler Etiket Tasarımı - Etiket tasarımları örnekler etiket tasarımları etiket tasarım nedir nedir nedir

Etiket Tasarımı
Ürünün kalitesini etiketi gösterir. Etiket tasarımı ne kadar iyiyse, ürün o derece kaliteli algılanır. Etiket bir ürünü en iyi gösteren, fikir veren, tanıtan alandır. Bu yüzden yazı, resim ilişkisiyle yapılan tasarımda ürün dikkat çekicilik ve kimlik kazanır.

Firma ve ürünü tanıtacak etiketlerin tasarım yönünden de ilgi çekici ve güçlü olması gerekir. Etiket tasarımı etkili bir pazarlama unsurudur, ürün ve müşteri arasındaki en önemli iletişim aracıdır.

3Nokta, diğerlerinden farklı olmakla yola çıkan, her müşteri için en iyi çözümü arayan ekiple, etikette de en iyi tasarımlarını ortaya koyuyor.

Tasarım dünyasında seçmek ve değerlendirmeyi bilmek kadar, ürünü kimin ellerine bırakıldığının bilinmesi de önemlidir. Bir resim, bin kelimeden daha iyidir.


Devamını Oku

9 Haziran 2010 Çarşamba

Atların ilginç özellikleri

Atların ilginç özellikleri Atların ilginç özellikleri

Köpeklerden sonra en sadık dostlarımızın atlar olduğunu biliyor muydunuz? Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler
Atların ilginç özellikleri 25 ‘ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler Atlar, tarih boyunca insana en çok yardımcı olmuş hayvanlardır

Peki, atların yaşının kesici dişlerinin aşınıp yıpranmasına göre anlaşıldığını biliyor muydunuz? Atların yediği ot, kumlu ve tozlu olduğu için dişleri zamanla aşınır Atların dişleri çene kemiğinin çok derinlerine kadar gömülen uzun şeritler halindedir Yani dişlerin kök kısmı insanlara göre çok daha derinlerdedir Diş aşındıkça kemiğin içindeki bölüm dışarı çıkar Hatta yaşlı atlarda dişlerin kökü diş etinin yüzeyine gelir Her bir diş, yemek yeme kabiliyetini yitirmeden 25-5 cm aşınabilir İşte biz de bu aşınmanın miktarına göre atların yaşını tahmin edebiliriz


Atların tüyleri vücut ısılarının ayarlanması için termostat, yani ısı ayarlayıcısı görevi görür Vücutları her zaman 38 derece sıcaklıkta olmalıdır Bu ısının korunması için soğuk kış günlerinde atın tüyleri uzar, sıcak mevsimlerde ise dökülür ve vücut ısısının sabit kalmasını sağlar

İşte size ilginç bir özellik daha: Atlar ayakta uyurlar! Peki nasıl olur da uyurken yere hiç düşmezler biliyor musunuz? Çünkü bacak kemiklerinin kilitlenebilme özelliği vardır


Atların bacakları yalnız ağır yükleri taşıyabilmeleri için değil, aynı zamanda da hızlı koşabilmeleri için özel yaratılmıştır Atlarda, diğer hayvanlarda olduğu gibi köprücük kemiği yoktur Bu da onların daha büyük adım atabilmelerini sağlar Ayrıca atların bacaklarında hızlandıkça harcadıkları kuvveti düşüren buna karşın hareket edebilme yeteneklerini artıran bir kemik-kas mekanizması vardır Bu mekanizmanın çalışmasını otomobillerdeki vites sistemine benzetebiliriz Hızlanan bir arabanın vitesini büyütmesi gibi atlar da hızlandıkça adeta vites büyütürler Bu sayede itme için harcanan güç azaltılırken, hareket yeteneği artar

Peki atların vücutları niçin çok ağır yükleri taşımaları ve çok hızlı koşabilmeleri için dizayn edilmiştir? Normalde ağır yük taşıma ve hızlı koşma yeteneğine sahip olmak, atın çok fazla işine yarayacak özellikler değildir Öyleyse atlar bu özelliklere niçin sahiptirler? Cevap çok basittir .
Atlara bu yetenekler kendileri için değil, insanlara faydalı olabilmeleri için verilmiştir.
Devamını Oku

Memur Yasası Değişiyor. Yeni Memur Yasası Ne Getiriyor? Yeni Memur Yasasının Önemli Maddeleri (İzin Süreleri, Sicil Sistemi, Cezalar, Sendika, Harcıra

Memur Yasası Değişiyor Yeni Memur Yasası Ne Getiriyor? Yeni Memur Yasasının Önemli Maddeleri (İzin Süreleri, Sicil Sistemi, Cezalar, Sendika, Harcırah… )





1965 yılında kanunlaşan ancak 1971 yılında yürürlüğe giren 657 sayılı Devlet Memurları Yasası değişiyor Hükümetin hazırladığı 23 maddelik yasa tasarısının ana başlıklarını Devlet Bakanı Hayati Yazıcı açıkladı Yeni düzenlemeler içerisinde sendikalı memurlara yılda 4 defa verilecek olan toplu görüşme ikramiyesi dikkat çekiyor
Özel sektörün CEO’su kamuya transfer olacak! Maaşı artmayacak ama özelde çalıştığı süre, kamuda çalışmış sayılacak! Kamu, 3 bin 680 adet uzman ve uzman yardımcısı alacak
Vatandaşa fiilen saldıran memur, memuriyetten ihraç edilecek Kötü davrananın maaşı kesilecek, ilerlemesi durdurulacak Şehir dışına çıkmak için amirden izin alma zorunluluğu kalkacak
Babalık izni 10 güne çıkacak Evlilik ve ölüm izni 5 günden 7 güne yükseltilecek Memurlar, yakınlarının ağır hastalığı veya kaza geçirmesi durumunda 3 aya kadar ‘ücretli’ refakat izni alabilecek Bu izin gerektiğinde 6 aya uzatılabilecek Sendikalı memura yıllık 122 lira ‘toplu görüşme ikramiyesi’ verilecek KİT’lerde çalışan personel de sendikalara üye olabilecek




İŞTE TASARININ DİKKAT ÇEKEN DÜZENLEMELERİ
- Üç gün olan babalık izni 10 güne çıkacak
- Evlilik veya ölüm hallerinde verilen 5 günlük izin süresi 7 güne çıkarılacak
- Kadın memurlara çocuk bakımı için 0-2 yaş döneminde 24 ay ücretsiz izin alabilecekler
- Anne bu izni kullanamaz ise baba memur a da doğum sonrası 24 aya kadar ücretsiz izin verilebilecek
- Annenin doğum esnasında veya sonrasında ölümü halinde memur babaya, anne için öngörülen ücretli ve ücretsiz izinler kullandırılacak Bu durumda baba, doğum sonrası 8 hafta ücretli izin, emzirme izninin yanı sıra ücretsiz izinden de yararlanabilecek

ÜCRETLİ REFAKAT İZNİ

- Devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu veya refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek olan yakınlarının ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa yakalanmış olmaları halinde 3 aya kadar aylıklı refakat izni verilecek Gerektiğinde bu izin 6 aya uzatılabilecek
- Çocuk yardımından yararlanma sınırı kaldırılıyor(bütçe kanunuyla yapılan bu düzenleme memurların kendi yasasına alınmış oluyor)
- Emekli olan memurlara yapılan harcırah 500 liradan 750 liraya çıkarılacak (Bütçe kanunuyla yapılan düzenleme ilgili yasaya alınmış oluyor)
- Hamile memurların çalışma şartları yeniden düzenlendi Kadın memurlara hamileliklerinin 24 haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek
- KİT personelinin sendikaya üye olma yasağı kaldırılacak

122 LİRA PİYANGOSU
- Sendikalı MEMURLARA Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda 4 defa toplu görüşme ikramiyesi verilecek Böylece sendikalı memur yıllık 122 lira sendikalı ikramiyesi alacak Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili düzenlemeyi iptali nedeniyle sendikalı memurların bu ödeneği kesilmişti

VATANDAŞA KÖTÜ DAVRANAN ATILACAK!
- Memurların vatandaşın işlemine kayıtsız ve ilgisiz kalması uyarı cezasına tabi iken değişiklikle ‘maaştan kesme cezası’ verilecek
-Vatandaşa kötü muamelede bulunan; söz veya hereketle sataşan memurun cezası ise ‘fiili kınama’ yerine ‘kademe ilerlemesinin durdurulmasına’ çevrilecek
- Vatandaşa fiilen saldıran memur, memurluktan atılacak

ŞEHİR DIŞINA ÇIKAN İZİN ALMAYACAK!

Memurlar, oturdukları ilin dışına gitmek için amirinden izin almak zorunda kalmayacak Toplu şikayette bulunmak, yasaklanmış yayını görev yerinde bulundurmak, gibi eylemler nedeniyle disiplin cezası almayacak

SİCİL SİSTEMİ KALKIYOR AMA…
- Tasarı ile işlevini kaybettiği belirtilen devlet memuru sicil sistemi kaldırılıyor
KİT’lerdeki memurlar dahil her yıl 1 milyon 776 bin personelle ilgili sicil raporu doldurulduğunu anımsatan Bakan Yazıcı, sicil doldurulurken dikkate alınan kriterlerin soyut ve subjektif olduğunu söyledi Ancak tasarıda, eski sicil sisteminin hangi durum ve sürelerde geçerli olduğuna ilişkin geçici maddeler bulunduğunu belirtti

CEZAYA İTİRAZ!

Memurların haklarında verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı ‘bir üst disiplin amirine’ gitme uygulaması son buluyor Bunun yerine hakkında ceza verilen memur itirazını doğrudan sendika temsilcilerinin de bulunduğu ‘disiplin kuruluna’ yapabilecek

ÖZELDEN CEO TRANSFERİ!

Tasarı ile özel sektör yöneticileri; kamuda müsteşar, müsteşar yardımcısı, başkan ve genel müdür makamlarına atanabilecek Söz konusu yöneticilerin maaşları geldikleri makamların maaşları kadar olacak Ancak özelde çalıştıkları süre kamuda çalışılmış sayılacak Böylece emekli olmaları durumunda kamunun tüm haklarından yararlanacak Bunun için özelden geçen yöneticinin en az iki yıl süreyle kamuda çalışma şartı aranacak

BASINA BİLGİ VERENE MAAŞ CEZASI
657 sayılı yasada yapılacak bir başka değişiklik ise yetkili olmadığı halde basına bilgi veren devlet memuruna verilecek ceza Halen bu durumda memura sadece ‘kınama’ cezası verilirken yeni değişiklikle ‘maaştan kesme’ cezası verilecek İki kere üst üste bu cezayı alan memur, üst düzey yönetici olamayacak Bakan Yazıcı, “Hiçbir kamu görevlisi o kadar saf değildir Bir konuda iki defa ceza almaz” dedi

UZMAN ALINACAK!
- Halen kamuda çalışan personelin yüzde 07’sini oluşturan 3 bin 100 kariyer uzman ve uzman yardımcısı personelin maaşlarında iyileştirme yapılacak
Söz konusu personelin maaşlarının bin 660 lira ile 5 bin lira arasında değiştiğini belirten Bakan Yazıcı, aradaki farkın düzeltileceğini müjdeledi
Ayrıca KPSS’de en az yüzde 1’lik dilime giren üniversite mezunları arasından bin 140 adet uzman ve 2 bin 540 uzman yardımcısı alınacak Bunlar 3 yıllık yetişme dönemine tabi tutulacak ve niteliklerine uygun ücret alacaklar

NE ZAMAN YASALAŞACAK?
Bakanlar Kurulu’nda imzalanan yasa tasarısı bugün Meclis’e sevk edildi Tasarı Meclis Plan ve Bütçe Kopmisyonu’nda görüşüldükten sonra Genel Kurul’da ele alınacak Bakan Yazıcı tasarının meclis tatilinden sonra yasalaşabileceğini belirterek 2011′den itibaren yürürlükte olacağını keydetti
kaynak: hurriyetcomtr
Devamını Oku

Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları

Birbirinden güzel CorelDraw ile hazırlanmış çalışmaları, anlatımları ile bu sitede bulabilirsiniz..



Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları Corel Draw Dersleri - Corel Draw tutorials- corel draw çalışmaları
Devamını Oku